Radînâ bîllâhi Rabben ve bil islâmi dinen ve bi Muhammedin nebiyyen

“Raditü billâhi rabben ve bil İslâmi dinen. Ve bi Muhammedin sallallahu teale aleyhi vesellem Rasulen.” Manası: “Rab olarak Allah’ı, din olarak İslamiyet’i, Peygamber olarak da (Hz.) Muhammed’i kabul ettim ve buna cânu gönülden razı oldum” demektir. Söz konusu ifade, Müslümanlar arasında sıkça kullanılan bir dua ve beyandır ve bir kişinin Allah’ın izniyle İslam dinine inandığını ve

Tevbe namazı nedir, nasıl kılınır?

Günah ve çirkin sayılan işleri yapmaktan kaçınmak İslâm dininin emridir. Bununla birlikte insanlar suç ve günah işleyebilirler. Kur’ân-ı Kerim ve hadisi şeriflerde bir günah işlenmesi durumunda, kişinin günahta ısrar etmeyerek hemen tövbe etmesi gerektiği ve Allah’ın içten yapılan tövbeleri kabul edeceği belirtilmiştir. Esasen tevbe ve istiğfarda bulunmak için günah işlemiş olmak gerekmez. Tevbe ve istiğfar

Tevbe edilen günahlar ahirette karşımıza çıkacak mı?

İşlenen bir günahın akabinde yapılabilecek hayırlı bir amelin o günahı sileceğine dair hadisler mevcuttur. Günahın arkasından yapılacak bir tevbe, duyulacak bir pişmanlık, günahtan dönüş, yapılabilecek bir infak, kılınacak bir namaz günahların silinmesine sebeptir. “Ancak tevbe eden, inanıp yararlı iş işleyenlerin, işte Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah bağışlar ve merhamet eder. (Furkân Suresi, 25/70) Ebu Zerr,

Tevbe ettikten sonra veya tevbe esnasında aynı günaha düşme endişesi varsa bu tevbe geçerli ve yararlı olur mu?

İnsan yaratılırken, hata işlemeye kabiliyetli olarak yaratılmıştır. Yani insanı günaha çekebilecek duygular, hisler vardır tabiatında. Bu duygu ve hisler, iyi şeylere esas teşkil etsin diye insanın tabiatına yerleştirilmiştir. Ama her zaman bunları değerlendirmek mümkün olmayabilir. Meselâ, öfke insana niye verilmiştir? Elbetteki iyi şeyler için. Bununla insan gazilik ve şehidlik de kazanabilir. “El-buğdu fillah vel-hubbu fillah”

Tevbenin makbul olması için nelere dikkat etmemiz gerekir?

Tevbenin kabul edilmesi için, gönülden pişmanlık duymak, eski hataları ürpertiyle ve büyük bir mahcubiyetle hatırlamak, ruhta meydana gelen boşlukları istiğfarla, ibadet ü tâatla doldurmak, Allah rızasına götüren yollar dışında geçen hayat için âh ü enîn edip ağlamak ve her türlü haksızlığı gidermeye çalışmak önemli hususlardır. Kul hakkı varsa onu gidermek, gıybet, haset ve su-i zan

“Günahından tam olarak dönüp tövbe eden, onu hiç işlememiş gibidir.” hadisinin tefsirini açıklar mısınız?

Değerli kardeşimiz, “…التَّائِبُ مِنْ الذَّنْبِ كَمَنْ لَا ذَنْبَ لَهُ – “Günahından tam olarak dönüp tövbe eden, onu hiç işlememiş gibidir.” (İbn Mâce, zühd 30; et-Taberânî, el-Mu’cemü’l-kebîr, 10/150) hadis-i şerifinde geçen “التَّائِبُ” lafzı, sürçüp, düşüp kapaklandıktan sonra hemen kalkıp tövbe, inabe veya övbe ile doğrulan; yanlışının farkına vararak Cenâb-ı Hakk’a teveccüh eden, sonra da yalvarıp yakarmalarıyla tövbe kurnalarında arınmaya