Berat gecesi nasıl değerlendirilir? Önem ve fazileti nedir?

Şaban ayının ondördüncü gününü onbeşinci gününe bağlayan gece. Bu gece, değişik adlarla da anılmaktadır: Bu geceye, bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle ‘Mübârek’; kulların günahlarının affolunması ve temize çıkmaları sebebiyle ‘Beraet’; kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle ‘Rahmet’, geceyi iyi değerlendiren kulların seçilerek salih kullar arasına alınması sebebiyle ‘Berae veya Sakk’ adı da verilir. Bu gecenin

Tevbe namazı nedir, nasıl kılınır?

Günah ve çirkin sayılan işleri yapmaktan kaçınmak İslâm dininin emridir. Bununla birlikte insanlar suç ve günah işleyebilirler. Kur’ân-ı Kerim ve hadisi şeriflerde bir günah işlenmesi durumunda, kişinin günahta ısrar etmeyerek hemen tövbe etmesi gerektiği ve Allah’ın içten yapılan tövbeleri kabul edeceği belirtilmiştir. Esasen tevbe ve istiğfarda bulunmak için günah işlemiş olmak gerekmez. Tevbe ve istiğfar

Tevbe ettikten sonra veya tevbe esnasında aynı günaha düşme endişesi varsa bu tevbe geçerli ve yararlı olur mu?

İnsan yaratılırken, hata işlemeye kabiliyetli olarak yaratılmıştır. Yani insanı günaha çekebilecek duygular, hisler vardır tabiatında. Bu duygu ve hisler, iyi şeylere esas teşkil etsin diye insanın tabiatına yerleştirilmiştir. Ama her zaman bunları değerlendirmek mümkün olmayabilir. Meselâ, öfke insana niye verilmiştir? Elbetteki iyi şeyler için. Bununla insan gazilik ve şehidlik de kazanabilir. “El-buğdu fillah vel-hubbu fillah”

Tevbenin makbul olması için nelere dikkat etmemiz gerekir?

Tevbenin kabul edilmesi için, gönülden pişmanlık duymak, eski hataları ürpertiyle ve büyük bir mahcubiyetle hatırlamak, ruhta meydana gelen boşlukları istiğfarla, ibadet ü tâatla doldurmak, Allah rızasına götüren yollar dışında geçen hayat için âh ü enîn edip ağlamak ve her türlü haksızlığı gidermeye çalışmak önemli hususlardır. Kul hakkı varsa onu gidermek, gıybet, haset ve su-i zan

“Günahından tam olarak dönüp tövbe eden, onu hiç işlememiş gibidir.” hadisinin tefsirini açıklar mısınız?

Değerli kardeşimiz, “…التَّائِبُ مِنْ الذَّنْبِ كَمَنْ لَا ذَنْبَ لَهُ – “Günahından tam olarak dönüp tövbe eden, onu hiç işlememiş gibidir.” (İbn Mâce, zühd 30; et-Taberânî, el-Mu’cemü’l-kebîr, 10/150) hadis-i şerifinde geçen “التَّائِبُ” lafzı, sürçüp, düşüp kapaklandıktan sonra hemen kalkıp tövbe, inabe veya övbe ile doğrulan; yanlışının farkına vararak Cenâb-ı Hakk’a teveccüh eden, sonra da yalvarıp yakarmalarıyla tövbe kurnalarında arınmaya

Tevbenin şartları nelerdir?

Tevbe için şu şartları öne sürmüşlerdir: Birincisi: İşlenen günah kul hakkıyla alâkalı ise, evvelâ o hak, mutlaka sahibine verilmeli ve ondan helallik dilenmelidir. İkincisi: Bir daha aynı günaha dönmemek üzere ciddî ve kesin bir kararlılık içinde olunmalıdır. Üçüncüsü: O günahla tevbe arasında ikinci bir günah işlemeye vakit bırakmamalı; yani elden geldiğince günahlar, hatta beş dakika