İşlenen bir günahın akabinde yapılabilecek hayırlı bir amelin o günahı sileceğine dair hadisler mevcuttur. Günahın arkasından yapılacak bir tevbe, duyulacak bir pişmanlık, günahtan dönüş, yapılabilecek bir infak, kılınacak bir namaz günahların silinmesine sebeptir. “Ancak tevbe eden, inanıp yararlı iş işleyenlerin, işte Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah bağışlar ve merhamet eder. (Furkân Suresi, 25/70) Ebu Zerr,
Yazar: ADMİN
Tevbe ettikten sonra veya tevbe esnasında aynı günaha düşme endişesi varsa bu tevbe geçerli ve yararlı olur mu?
İnsan yaratılırken, hata işlemeye kabiliyetli olarak yaratılmıştır. Yani insanı günaha çekebilecek duygular, hisler vardır tabiatında. Bu duygu ve hisler, iyi şeylere esas teşkil etsin diye insanın tabiatına yerleştirilmiştir. Ama her zaman bunları değerlendirmek mümkün olmayabilir. Meselâ, öfke insana niye verilmiştir? Elbetteki iyi şeyler için. Bununla insan gazilik ve şehidlik de kazanabilir. “El-buğdu fillah vel-hubbu fillah”
Tevbenin makbul olması için nelere dikkat etmemiz gerekir?
Tevbenin kabul edilmesi için, gönülden pişmanlık duymak, eski hataları ürpertiyle ve büyük bir mahcubiyetle hatırlamak, ruhta meydana gelen boşlukları istiğfarla, ibadet ü tâatla doldurmak, Allah rızasına götüren yollar dışında geçen hayat için âh ü enîn edip ağlamak ve her türlü haksızlığı gidermeye çalışmak önemli hususlardır. Kul hakkı varsa onu gidermek, gıybet, haset ve su-i zan
“Günahından tam olarak dönüp tövbe eden, onu hiç işlememiş gibidir.” hadisinin tefsirini açıklar mısınız?
Değerli kardeşimiz, “…التَّائِبُ مِنْ الذَّنْبِ كَمَنْ لَا ذَنْبَ لَهُ – “Günahından tam olarak dönüp tövbe eden, onu hiç işlememiş gibidir.” (İbn Mâce, zühd 30; et-Taberânî, el-Mu’cemü’l-kebîr, 10/150) hadis-i şerifinde geçen “التَّائِبُ” lafzı, sürçüp, düşüp kapaklandıktan sonra hemen kalkıp tövbe, inabe veya övbe ile doğrulan; yanlışının farkına vararak Cenâb-ı Hakk’a teveccüh eden, sonra da yalvarıp yakarmalarıyla tövbe kurnalarında arınmaya
Tevbenin şartları nelerdir?
Tevbe için şu şartları öne sürmüşlerdir: Birincisi: İşlenen günah kul hakkıyla alâkalı ise, evvelâ o hak, mutlaka sahibine verilmeli ve ondan helallik dilenmelidir. İkincisi: Bir daha aynı günaha dönmemek üzere ciddî ve kesin bir kararlılık içinde olunmalıdır. Üçüncüsü: O günahla tevbe arasında ikinci bir günah işlemeye vakit bırakmamalı; yani elden geldiğince günahlar, hatta beş dakika
Kureyş Suresi Anlamı, Arapça-Türkçe okunuşu, ve Meali ve Fazileti
Kureyş Suresi, Mekke’de nazil olmuştur ve 4 ayettir. Kuran-ı Kerim’de 106. sırada ve 30.cüzde yer alır. On yedi kelime ve yetmiş üç harften ibarettir. Sûre adını ilk âyette geçen, “Kureyş” kelimesinden almıştır. Kureyş Suresi Arapça Kureyş Suresi Bilgisayar Hatlı Arapça Yazılışı بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ لِا۪يلَافِ قُرَيْشٍۙ ﴿١﴾ ا۪يلَافِهِمْ رِحْلَةَ الشِّتَٓاءِ وَالصَّيْفِۚ ﴿٢﴾فَلْيَعْبُدُوا رَبَّ هٰذَا الْبَيْتِۙ ﴿٣﴾ اَلَّذ۪ٓي اَطْعَمَهُمْ مِنْ جُوعٍ