Uygulaması:
- Elinizi ağrıyan yerinize ya da bölgeye koyunuz.
- 3 defa: “Bismillah” deyiniz.
- 7 defa da: “Hissettiğim bu acının şerrinden Allah’ın izzet ve kudretine sığınıyorum.” deyiniz.
- Geçmiş olsun.
Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: “Vücudunun ağrıyan yerine elini koyarak üç defa
”بِسْمِ اللهِ“
(Bismillâh) de, sonra yedi defa da:
”أَعُوذُ بِاللهِ وَقُدْرَتِه مِنْ شَرِّ مَا أَجِدُ وَأُحاَذِرُ“
“Eûzu bi-izzetillâhi ve kudretihî min şerri mâ ecidu ve uhâziru.”
‘Hissettiğim ve çekindiğim (acının) şerrinden, Allah’a ve O’nun kudretine sığınırım’ de.”
(Müslim 4/1728)
- Osman İbnu Ebi’l-Âs (r.a) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a Müslüman olduğum günden beri bedenimde çekmekte olduğum bir ağrımı söyledim.
- Bana: “Elini, vücudunda ağrıyan yerin üzerine koy ve şu duayı oku!” buyurdu.
- Dua şu idi: Üç kere: “Bismillah”tan sonra yedi kere, “Eûzu bi-izzetillâhi ve kudretihî min şerri mâ ecidu ve uhâziru.” “Bedenimde çekmekte ve çekinmekte olduğum şu hastalığın şerrinden Allah’ın izzet ve kudretine sığınıyorum” diyecektim.
- Bunu birçok kereler yaptım. Allah Teâlâ hazretleri benden hastalığı giderdi. Bunu ehlime ve başkalarına söylemekten hiç geri kalmadım.” [Müslim, Selam 67, (2202); Muvatta, Ayn 9, (2, 942); Ebu Dâvud, Tıbb 19, (3891); Tirmizî, Tıbb 29, (2081).]
[Taberânî’deki rivayette, yapılacak yedi mesh’ten her birinde mezkur duanın okunacağı söylenmiştir. Hâkim’in rivayetinde Muhammed İbnu Sâlim der ki: “Sâbit el-Bünânî bana dedi ki: “Ey Muhammed, hastalanınca, elini ağrıyan yerin üzerine koy sonra: “Bismillâhi euzu bi-izzetillâhi ve kudretihî min şerri mâ ecidu min vece’i hâzâ” de! Sonra bunu tek olacak şekilde (3, 5, 7, 9 gibi) tekrarla. Çünkü bana, Enes İbnu Mâlik rivayet etti ki Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) kendisine böyle öğretmiş.”]
– Hz. İbnu Mes’ud (r.a) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) duayı üç kere yapmaktan, istiğfarı üç kere yapmaktan hoşlanırdı.”(Ebû Dâvud, Salât 361, (1524)
– Nitekim Hz. Aişe (r.a) bu konu hakkında şöyle buyurmaktadır: “Rasulullah (s.a.v) her gece döşeğine uzandığı vakit avuçlarını birleştirerek “Felak, Nas ve îhlas” surelerini okurdu. Daha sonra avuçlarına üfler sonra da başından başlayarak yüzünü ve elleriyle vücudunun ulaşabildiği her yeri mesh ederdi.” (Buhari 6312)
– Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: “Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) yatağına girdiği zaman, ellerine üfleyip Muavvizeteyn’i ve Kul hüvallahu ahad’i okur ellerini yüzüne ve vücuduna sürer ve bunu üç kere tekrar ederdi. Hastalandığı zaman aynı şeyi kendisine yapmamı emrederdi” (Buhari Fedâilu’l-Kur’ân 14, Tıbb, 39, Daavat 12; Müslim, Selâm 50, (2192); Muvattâ, Ayn 15, (2, 942); Tirmizi, Daavât 21, (3399); Ebu Dâvud, Tıbb 19, (3902)
Aşağıdaki dualar hastalık ve sıkıntılar için şifa niyetiyle okunabilir:
1. Belli bir adede bağlı kalınmadan, içtenlikle Fatiha Sûresi okunup şöyle denebilir:
اَللَّهُمَّ هَذِهِ الشَّافِيَةُ وَأَنْتَ الشَّافِي، لاَ شَافِيَ إِلاَّ أَنْتَ وَلاَ شِفَاءَ إِلاَّ شِفَاؤُكَ، اِشْفِ شِفَاءً لاَ يُغَادِرُ سَقَمًا
“Allah’ım, işte bu şifa vesilesi Fatiha’dır; Sen de Şâfî’sin, şifa veren yalnız Sensin. Sen’den başka şifâ verebilecek kimse ve Senin şifandan başka da şifa yoktur. Hastalığı gider, bu derde deva ver; hastalıktan hiçbir eser bırakmayacak bir şifa nasip et.”
2. Önce
وَيَشْفِ صُدُورَ قَوْمٍ مُؤْمِنِينَ وَيُذْهِبْ غَيْظَ قُلُوبِهِمْ
“Allah mü’minler topluluğunun gönüllerini ferahlandırsın, şifâ versin ve kalblerindeki ızdırabı gidersin.”(Tevbe Sûresi, 9/14-15)
يَا أَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَاءَتْكُمْ مَوْعِظَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَشِفَاءٌ لِمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِنِينَ
“Ey insanlar! İşte size, Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdeki dertlere bir şifa, müminlere doğru yolu gösteren bir hidâyet ve rahmet geldi.” (Yûnus Sûresi, 10/57)
وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْآنِ مَا هُوَ شِفَاءٌ وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِنِينَ وَلاَ يَزِيدُ الظَّالِمِينَ إِلاَّ خَسَارًا
“Biz Kur’ân’ı müminlere şifa ve rahmet olarak indiririz. Ama o, zalimlerin ise sadece ziyanını artırır.” (İsrâ Sûresi, 17/82)
وَإِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْفِينِ
“Hastalandığımda O’dur bana şifâ veren.” (Şuarâ Sûresi, 26/80)
قُلْ هُوَ لِلَّذِينَ آمَنُوا هُدًى وَشِفَاءٌ
“De ki: Kur’ân, iman edenler için hidayet ve şifadır.” (Fussilet Sûresi, 41/44)
Ayetleri okunup şu dua tekrarlanır:
اَللَّهُمَّ أَذْهِبِ الْبَأْسَ رَبَّ النَّاسِ؛ اِشْفِ، أَنْتَ الشَّافِي لاَ شَافِيَ إِلاَّ أَنْتَ، لاَ شِفَاءَ إِلاَّ شِفَاؤُكَ شِفَاءً لاَ يُغَادِرُ سَقَمًا
“Allahım sıkıntımızı gider, Sen ki insanları rızıklandırıp her ihtiyaçlarını gideren, onları sürekli görüp gözeten ve her vesileyle terbiye edensin; dilersen buna da kâdirsin, şifâ ver Rabbim; Sen hastalıkları giderip sıhhat lütfedebilen yegâne Şâfîsin, Sen’den gayri Şâfî ve senin dertten eser bırakmayan şifandan başka da hakiki şifa yoktur.”
3. Yine aynı niyetle ve adede bağlı kalınmadan şu dua okunabilir.
اَللّٰهُ أَكْبَرُ اَللّٰهُ أَكْبَرُ اَللّٰهُ أَكْبَرُ اَللّٰهُ أَكْبَرُ اَللّٰهُ أَكْبَرُ
اَللّٰهُ أَكْبَرُ اَللّٰهُ أَكْبَرُ اَللّٰهُ أَكْبَرُ اَللّٰهُ أَكْبَرُ اَللّٰهُ أَكْبَرُ
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
فَرْدٌ حَيٌّ قَيُّومٌ حَكَمٌ عَدْلٌ قُدُّوسٌ
يُرْزَقُونَ فَرِحِينَ بِمَا آتَاهُمْ
سَلاَمٌ قَوْلاً مِنْ رَبٍّ رَحِيمٍ
لِلَّذِينَ أمَنُوا هُدًا وَ شِفَاءٌ