Allah’ın güzel adlarından (Esmâu’l Hüsna) birisi, kelime olarak latif, ince hoş, saydam, güzel, yumuşak, gizli, derin, lütufkâr gibi anlamları dile getirir. Allah’ın lâtif ismi; insanın fark edemeyeceği şekilde, maddî-manevî yapısı üzerinde bir kısım hediye ve bağışlarda bulunması demektir. Size sürprizlerle teveccühü demektir. Mesela akşam okusanız sabah kalkacaksınız kapınızın önünde sürpriz bir şey göreceksiniz. Bir şeye
Yazar: ADMİN
Zorlukla karşılaşınca okunacak dua
Hz. Enes (radıallahuanh)’dan rivâyet edilmiştir ki, Hz. Peygamber Aleyhisselâm Efendimiz, herhangi zor bir işle karşılaştığı zaman şöyle duâ buyururlardı: “Allâhümme lâ sehle illâ mâ cealtehü sehlâ, ve ente tec’alül’hazne izâ şi’te sehlâ.” Mânâsı: “Allâh’ım! Senin kolaylaştırdığından başka hiç bir kolay yoktur. Sen, dilediğin zaman, zor olan şeyi kolay kılarsın.” veya “Allah’ım! Sen neyi kolaylaştırırsan o
Hz. Hatice’nin “iki kefene sarılması” hurafesi
Son dönemde sosyal medyada özellikle WhatsApp guruplarında dini mevzular sık sık paylaşılıyor. Maalesef din adamlarının filtrelerinden geçmeyen ve hiçbir tür bağlayıcılığı olmayan paylaşımlar arasına gerçeklerin içerisinde hurafeler ve uyduma bazı şeyler de girmekte. Birçoğumuzun bu hadiseleri güvenilir kaynaklardan araştırmaya zamanı ve imkânı da yok. Hadicetü’l-Kübra (Hz. Hatice radıallahu anha)’nın vefatı dönemine ilişkin şöyle bir
Hz. Hadîce’ye Veda
Hz. Hatice radıallahu anhanın vefatı, ölüm anı. Hz. Hatice nasıl vefat etti?
HADİCETÜ’L-KÜBRA (Hz. Hatice radıallahu anha)
Hz. Hadice; güzelliği, malı, aklı, iffeti, hayâsı ve edebi ile Arabistan’da büyük şöhreti olan bir hanımefendi idi. Bu sebeple, her taraftan kendisine talip olan ve rağbet eden pek çok kimse vardı. Fakat gördüğü bir rüya gereği, o hiç kimseye iltifat etmemişti. Gerçekleşen rüya Rüyasında, gökten ay inip koynuna girmiş, ayın nuru, koltuğundan çıkıp, bütün âlemi
UBÂDE BİN SÂMİT
Akabe bî’atlerinde kavminin temsilcisi olan sahâbî: UBÂDE BİN SÂMİT Resûlullah efendimiz hicretten sonra Medîne’de, Yahûdîlerle antlaşma yapmışlardı. Buna göre Yahûdîler, Müslümanlara saldırmıyacaklar, onların düşmanlarına yardım etmiyeceklerdi! Buna rağmen, Yahûdîler sözlerinde durmadılar ve Müslüman kanı dökmekten çekinmediler. Medîneli Yahûdîler, üç kabîle hâlinde yaşıyorlardı. Kureyzâ, Nâdir ve Kaynukaoğulları. En cesûrları, Kaynuka Yahûdîleriydi. Pek sağlam bir kalede oturuyorlardı.